Unutmak o denli kolay mı?
ATATÜRK'Ü YAKAN "ANTİ-EMPERYALİSTLER"
Türkiye'de koalisyon görüşmeleri sürerken belirsizlik ortamından yararlanan İran yönetimi. Ocak 1996’nın son haftasında Türkiye’ye altı Tır soktu.
Polisler, Suriye’ye giden Tırları durdurdu. Yük belgelerinde varış yeri, Lübnan'da sahte bir adresti. Belgelere göre yük, motor yağı, parafindi; ancak gerçek yük, roketatar, uçaksavar, mayın, havan mermisiydi.
Türkiye istihbaratı cephanenin ve silahların PKK’ye gittiğini belirtiyordu. İran sessizliğini korurken Suriye yöneticileri ilişkilerinin olmadığını ileri sürdü. Bir süre sonra sıkışan İran’ın Pasdaran Büyükelçisi Muhammed Ali Bageri, “Kesinlikle ilgimiz yok” demek zorunda kaldı.
Türkiye yönetiminin çekingen davranışını gören İran, üste çıkmakta gecikmedi. Şubat 1996 başında İran’ın Ankara Büyükelçiliği önünde sözde bir grup muhalif, İran yönetimini kınadı.
İran yönetimi de fırsatı kaçırmadı. 16 Şubat 1996’da Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği önünde toplanan Hizbullahiler, önünde ve arkasında Atatürk resmi yapıştırılmış bir maket taşıyorlardı. Atatürk'ün başı üstünde de ABD bayrağı vardı. Hizbullahiler Atatürk resimli maketi yaktılar ve Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği'nin önüne pankartlarını astılar:
"TC’de İslamcıların zaferi, Siyonizmin ilk yenilgisidir.
Laiklik Siyonizmin gayrimeşru çocuğu.
Laiklik= Atatürkçülük= Siyonizm"
Hizbullahilerin önüne geçen Türkiye'den gitme bir kişi, son derece düzgün Türkçesiyle başladığı konuşmasının sonunda haykırdı:
“Kahrolsun Amerikan uşağı Laik Cunta!”
Gösteride Atatürk maketinin yakıldığını gösteren yayınlar, Türkiye'de gerginliği tırmandırdı. Bir gün sonra İran Büyükelçisi Muhammed Bageri, Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Türk Dışişleri, İran yönetiminin izni olmadan Tahran'da böyle bir gösterinin yapılamayacağını, üstelik Atatürk’ün resminin yakılamayacağını, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret edilemeyeceğini belirterek İran devletini kınadı.
Ayetullahlar diktası hiç aldırmadı. Türkiye'yi hemen yanıtlandılar; Tahran’daki gazetelerde Türkiye’yi karalayan İngilizce, Farsça ilanlar yayınlandılar.
İran yönetimi yıllardır olduğu gibi ideolojisine bağlıydı; Türkiye'deki İslam darbecisi yandaşları da onları yalnız bırakmadılar. (Yayındaki kitaptan)
Bir destek de, Pekin'e gidince Mao'nun defterine "Türkiye'den talebelerin" yazan, İstanbul'a dönünce "Mustafa Kemal'in Askeriyiz" sloganı atanlardan geldi.
O günlerde Beyrut'a giden bu "anti-emperyalist" maskeli odak, Hizbullah'ın şeyhini Atatürk'le bir tuttu!..
"Kolayca yutturdum" deme!
Sen unutursun bazı Türkler unutturmazlar!
10 Kasım 2015