Arena komedisi

Kaya Çetin

ARENA

-Sağlıklı yaşama adına sigaradan uzak durmalıyız.

-Aynen!

-Sen de içiyor musun?

-İlla ki!

-Sağlık noktasında duyarlı değiliz.

-Yani!

***

Söyleşmeyi beğendiniz mi bilmiyorum.

“İçin” sözcüğü yerine “adına” kullandık.

“Size katılıyorum” ya da “ben de öyle düşünüyorum” yerine “aynen” kullandık.

“Evet” yerine “illa ki” kullandık.

“Konusunda” yerine “noktasında” kullandık.

“Bence de” ya da “neden olmasın” yerine “yani” kullandık.

Neden böyle yaptık?

Sözcük dağarımızın yoksulluğundan söz etsek, ayıp olacak; “trend” diyelim.

Girdiği her tümceye uyum sağlayabilen joker sözcüklerle “ambiyans” yaptığımız gibi “karizma” da kazanmış oluyoruz; daha ne olsun.

Öte yandan, evimizin adı rezidans, işyerimizin adı wine house, köpeğimizin adı Hermes. Cafede kapuçino, Ali’s barda malibu içiyoruz, coiffer’e gidiyor, ödemeyi world cardla yapıyoruz.

Tivide vikende takılıp viaypide, siayeyle buluşan emayti ajanlarını izliyoruz, faynılforu kapatıp sörvayvırı açıyoruz.

Buzdolabımız no-frost, televizyonumuz elsidi, kız nickname kullanıyor, oğlan çet yapıyor, arkadaşına slm, mrb, nbr, by... yazarak bir sürü harfi yazma zahmetinden kurtuluyor.

Akşama evde yemek yok. Artık, ya dürümland’a gideriz, ya da dönerchy’ye…

Kısaca söylemek gerekirse dilimizle güreş tutuyoruz. Çünkü ne kadar yabancı sözcük kullanırsak o kadar inandırıcı olduğumuzu sanıyoruz, entel imgelemi de “bonus”.

***

Arena konusunu Türkçe yararına bir tutum, bir tavır olarak sunanlar bile oldu.

Aslına bakarsanız, adı değiştirilenler zaten ‘yarışma alanı’ ya da ‘ceyniktey’ değil; ‘stat’ ya da ‘stadyum’ idiler. Birçoğunun ‘Atatürk Stadı’ olduklarının altını çizip konumuza dönelim.

Bence bir toplumu çökertmek istiyorsanız işe dilinden başlamalısınız.

Türkçenin özleştirilmesi ve geliştirilmesi Atatürk dönemiyle sınırlı kaldı dersek çok da abartmış olmayız. Yönetenlerimiz, en az 70 yıldır bu konuda yöntemli ve yeterli bir çaba göstermediler. Atatürk’ün kalıtı Türk Dil Kurumunun (TDK) kapatılmasından sonra ise özleşme çalışmaları Dil Derneği ile birkaç aydının bireysel çabaları düzeyinde kaldı.

Atatürk’ün partisinden, Atatürkçü belediyelerden ve demokratik kitle örgütlerinden dilimizi gündeme almalarını diliyoruz.

Ekmek kadar, su kadar önemlidir.