Ahmet Hakan'ı ve yazılarını severim. Son dönemde her gün takip ettiğim, 10 kadar köşe yazarından biridir. İçtendir, ironiktir ve önemlisi iyi tespitçidir. Birde sokakçı yanı vardır. Diğer cilalı köşecilerin aksine, vatandaş arasına karışmayı,gözlemeyi sever.Daha çok, Nişantaşı ve Taksim civarı vatandaşları içine ama olsun.
Son yazısını da beğendim. "Benim Tanıdığım AK Parti Tabanı" diye başlamış. Ve diyor ki özetle "Benim tanıdığım AK Parti tabanı, Erdoğan'ın ötekileştiren, ben ne dersem o olur duruşuna prim vermez."
Ve yine diyor ki Ahmet Hakan, "Ak Parti tabanı hırsızlığa, yolsuzluğa geçit vermez. Kavga,çatışma, provokasyon,düşmanlık,gazap istemez".
Ve yine ekliyor ki Ahmet Hakan, "Benim tanıdığım AK Parti tabanı, merhamet, huzur, barış, rahmet, mağfiret, tahammül ister. Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek ister."
Ve "İddia ediyorum; Lümpen bir usluba teslim olmuş bir kaç kendini bilmez ve onları yönlendiren tepedeki çatışmacı klik, AK Parti tabanı'ın bu asli ve köklü özelliklerini değiştirmeyecektir"diye ekliyor.
Ve Ahmet Hakan şöyle bağlıyor yazısını. "Göreceksiniz: Er ya da geç.. Başbakan Erdoğan'ın Ayrıştırarak, cepheleştirerek,düşmanlaştırarak tabanını bir arada tutma ve kuvvetlendirme taktiği, bu insanlara sökmeyecektir. Bir Uyanış başlayacaktır inşallah!"
İnşallah diyor yani sonunda. İşi yine Allah'a havale ediyor.
Başında da dedim yazımın.
İçtenliğine tüm kalbimle inanıyorum Ahmet Hakan'ın. Temennisi de başım üstüne lakin, zaten onun hala "AK Parti dediği", AKP'nin illüzyon gösterisine 12 yıldır, "İnşallah diyerek destek verilmedi mi?" diyesim geliyor.
Tıpkı bu günlerde sürekli, "Siz değil misiniz, şimdi parelel yapı dediğiniz cemaatle bir olup, emniyette, poliste örgütlenip insanları yıllarca içerde yatıranlar, kan kusturanlar" diyerek AKP'ye sorduğu gibi.
Şimdi AKP tabanına seslenmenin bir faydası var mı, sevgili Ahmet Hakan?
Neden yok?
Çünkü o taban çoktan beridir seni okumuyor, senin programlarını izlemiyor artık. 17 Aralık'tan sonra izlemeyi bıraktığı cemaat gazeteleri, televizyonları, gibi sende "tu kakasın" artık AK Parti tabanı için.Zaten sana çoktan beridir "dönek" demiyorlar mıydı? Şimdi hangi gerekçe ile sana inansınlar?
Çünkü onlar, sadece kendilerine ezberletilen ve inanmaları gereken gazetelerin, izlemesi gereken TV kanallarının ve o medya guruplarının yayınladığı anket şirketlerinin gerçeklerine inanmış durumdalar.
Tabi birde onlar, Erdoğan düşerse, "başörtüleriyle sokağa çıkamayacaklarını" sanmaktalar. "İmam hatiplerin kapanacağını" düşünmekteler. Onlara 12 yıldır bunlar söylenirken, bunlar ezberletilirken bizler ne yazıp ne çiziyorduk "koro" halinde söyler misin?
"Ya bunda bir iş var" dediğimizde," hemen "28 Şubatçı" ilan edilmiyor muyduk?
Yahu bu deliller sakata benziyor dediğimizde "Ergenekoncu, darbeci" diye linç edilmedik mi?
Ezelden beri annelerimiz başörtülüyken, bunların başörtüsü siyasetinden kuşku duyduğumuzda "Din düşmanı, başörtülü bacı düşmanı" diye ağzımız kapatılmıyor muydu?
Ya bunların yetiştiği ocağın "kayıp trilyon" davalarını ört bas ettiklerinde, cumhurbaşkanı dahil bir çok kişi aklanıp paklandığında hiç sesimiz çıktı mı? Zavallı Erbakan'a verdik ev hapsi cezasını, diğerleri hiç aklımıza gelmedi." AK soyluları lekelemekten korkmadık mı?"
Ya taa en başından beri buzdolabında bekletilen, yolsuzluk, kalpazanlık, ihaleye fesat fezlekeleri hakkında ne yazdık çizdik? Uzunca bir süredir, "laikliği" ağzımıza alabiliyor muyduk sevgili Ahmet?
İşte bunların hepsine, "AK günlerde, beraber yürüyerek, ıslanarak bu günlere geldik". "İnşallah güzel olacak" dediğimiz için, olmamış saydık, yok saydık.
Ama şimdi de, "İnşallah AK Parti Tabanı Uyanacak" diyoruz! AKP'yi parelel devlete kanmakla, saf olmakla eleştirirken, ona oy verip bu gün "er ya da geç inşallah uyanacaklar" dediklerimiz ne oluyor acaba?
Hiç kenar köşe kahvelerine gidiyor musun sevgili Ahmet?
Ya kasaba berberlerine traş oluyor musun? Mahalle arasında 2. el eşya satan dükkanlara girip hiç çay falan içtin mi?
O mekanlarda ki AK parti! tabanından haberin var mı?
Ya pazarda ki kalabalık, varoşta ki evlerinden sabahın köründe çıkıp, kilometrelerce otobüs,tren yolculuğu yaparak fabrikalara giden, evine döndüğünde Star da ki diziyi izlerken sızan işçi ile konuştun mu hiç, bu AK taban olayını.
Cebinde ki "kredi kartı" ile övünen köylüden haberin var mı?
Uzatmayacağım sen anladın ne demek istediği mi. Sonuç şudur sevgili Ahmet Hakan.
Erdoğan ve mitinglerde hala kol kola boy gösterdiği AKP soyluları! asla ve asla ağızlarından bir şey kaçırıyor değiller. Onlar bilerek ve isteyerek, senin şikayet ettiğin gafları yapıyorlar. Ve seninle aynı fikirde olan milyonlarca demokratın sandığı, şaşırdığı gibi, yanlış yolda falan değiller.
Hiç şaşırmamıza gerek yok. Tarihe geçmiş tüm zorbaların yaptıklarına tekrar bir göz at istersen. Yöntem ve söylemde tek bir fark bulamayacaksın. Senin "İnşallah" temenine sadece şu noktada katılabiliyorum. Oda "Er ya da geç.." demişsin ya. Evet işte "er ya da geç" tüm zorbaların sonu birbirine benziyor.Tek gerçek bu olacaktır sonuçta.
Son bir şey daha.
Sakın ola AKP tabanını senin tarif ettiğin o güzel insanların oluşturduğunu sanma artık. Onlar zaten çoktan vazgeçtiler Erdoğan'dan.Şimdi kutuda ki dolarlar belirleyecek seçim sonuçlarını. Dün yayınlanan ORC anketine bak bir. Melih Gökçek Ankara'da, Mansur Yavaş'tan 14.8 puan önde. Ve tüm medyanın manşetlerinde o anket.
Nur içinde yatsın, büyük adammış rahmetli Pavlov.