24 HAZİRAN İÇİN YAŞAMSAL GÖREV

Kaya Çetin

Muammer İnce bir Cumhuriyet öğretmeni. Gizli bir ajandası yok, sabıkası yok, diploması var, dobra dobra konuşuyor; Cumhuriyet’e tebelleş olan yarasalara hak ettikleri dersi verme konusunda umut veriyor.

Yola düştü, yürüyor ve yürüdükçe arkasındaki kitle büyüyor.

Muharrem öğretmenin arkasındakileri bir siyasal partiyle tanımlamak haksızlık olur. Zaten umut olması da geniş ölçüde parti yönetenlerinden bağımsızlaşarak partisinin kökleriyle buluşabilmesiyle ilgilidir.

Yitik umutlarıyla karşılaşıp Muammer İnce’nin peşine düşenler; yargının ulaşabildiği alanların gün be gün daralmasından ve 16 yıldır süregelen hukuksuzluktan perişan olanlardır.

Kuvvetler ayrılığının yok edilmesiyle boşluğa düşenlerdir.

Sağlık hizmetlerinin varsıllara özgülenmesiyle yaşama gücünü yitirenlerdir.

Denetim dışı tek adam yönetiminde kimyası bozulanlardır.

Yaşam değerlerimize yönelen saldırılarla dünyası karartılanlardır.

Çocuklarının kobay olarak kullanıldığı eğitim çıkmazı içinde umarsızlığa düşerek ağlayan analardır.

Yoksulluk / açlık sınırları içinde günü kurtarmaya çabalarken, sınır tanımayan savurganlıkları gördükçe canından bezen garip gurebadır.

Dağa yukarı akıtılmak istenen akarsuyu doğal mecrasına taşıyacak olanlar, Muharrem İnce’nin peşinde, yitirdikleri umutlarıyla yeniden karşılaşanlardır.

Yıkılan Cumhuriyeti yeniden Yüce Atatürk’ün ışıklı yoluna taşıyacak olanlar onlardır.

***

Kendi çıkarları için bizi ayrıştıranların, devletin bütün olanaklarını hoyratça kullanarak mevzilerinde tutunmaya çalışmasını anlayabiliriz. Çünkü işin sonunda ele geçirdikleri kaynakların kurutulması bir yana; işledikleri günahların hesabını da verecekler. Ancak 16 yılda halka hukuksuzluk ve huzursuzluktan başka bir şey vermedikleri için oy istemeye de yüzleri kalmadı. Sergiledikleri perişanlık ve tutarsızlıkları, haksızlıklarının ikrarı olarak değerlendirmek gerekir.

Bu güzelim memlekete o kadar zarar verdiler ki, seçimi kazanmakla sorumluluğumuz bitmeyecek. Seçimlerden sonra da Sayın İnce’nin arkasında durup elimizden geleni yapmak zorundayız. Bizden sonra gelecek kuşaklara karşı görevimiz budur.

Göç yolda düzelir, diyelim ve bu kaostan kurtulmayı önceliklerimizin başına koyalım. Herkesin yapabileceği bir iş vardır, hiçbir şey bulamazsak sandıklarda görev almak için kendimize yakın bulduğumuz partiye başvuralım.