Ortadoğu'da ulus devletler çağı
Mursi devrilince BOP’ta çöktü. Çünkü Mısır’ın yeni yönetimi, Suriye’nin yanında yer alarak mezhep cepheleşmesine yol vermedi.
Adil Hacıömeroğlu
ABD güdümündeki emperyalist tekellerin teorisyenleri “ulus devletin sonunun geldiğini” yüksek perdeden savunadursun, Ortadoğu’daki son gelişmeler ulus devletlerle dünya barışının korunacağını ortaya koymakta. Ortadoğu’da ulus devletlerin bölge halklarının iradesiyle oluşması süreci, uygarlığın beşiği olan bu topraklarda emperyalizmin etkisinin de gerilemesine neden olmakta.
ABD güdümündeki emperyalist tekellerin teorisyenleri “ulus devletin sonunun geldiğini” yüksek perdeden savunadursun, Ortadoğu’daki son gelişmeler ulus devletlerle dünya barışının korunacağını ortaya koymakta. Ortadoğu’da ulus devletlerin bölge halklarının iradesiyle oluşması süreci, uygarlığın beşiği olan bu topraklarda emperyalizmin etkisinin de gerilemesine neden olmakta.
Suriye’de Esat’ın emperyalizmin saldırganlığına karşı verdiği onurlu savaş, Irak’ın sömürgeci dayatmayla bölünmeye karşı durması, İran’ın ABD tehditleri karşısında geri adım atmaması, Gezi Direnişi ve Tahrir Meydanı’ndan Mısır Devrimi’nin doğuşu Ortadoğu’da BOP planını çökertti. BOP, parçalamak istiyordu bölge ülkelerini; geldiğimiz noktada ise halkaların birleşme isteği ağır basmakta.
BOP gereğince Ortadoğu ülkeleri etnik ve mezhep temelinde bölünebildiği kadar parçalanacaklardı. Ne kadar çok bölünme olursa, o kadar çok anlaşmazlık ve çatışma olacaktı. Bu durumda emperyalistlerin bölgeyi daha kolay yönetmeleri söz konusu olacaktı. Özellikle enerji kaynaklarının ve diğer doğal varsıllıkların sömürülmesi böylece kolaylaşacaktı. ABD ve ortakları bu iş için ılımlı İslamcıları, Münafık Kardeşler Örgütünü, ırkçı ayrılıkçıları (PKK örneğinde olduğu gibi) kullandı. İslam dünyasını Sünni- Şii cepheleşmesinin karanlığında sonu gelmez savaşlara sokmaktı emperyalist kurgucuların amacı. ABD’nin mezhep kutuplaşmasında kullandığı güçler: Suudi yönetimi, Katar, Mısır ve Suriye’deki Münafık Kardeşler ve AKP idi.
BOP’un çöküşü önce Suriye’de başladı. Esat yönetiminin hem savaşı hem de diplomasiyi akılcı bir yöntemle kullanması ilk işaret fişeğidir. Arkasından Türkiye’de başlayan Gezi direnişi, BOP eşbaşkanının gücünü ve yönetimini tartışmalı duruma getirdi. Gezi Direnişi, hem etnik bölücülüğün hem de mezhepsel ayrımcılığın Türkiye’de yaşam bulamayacağının bir ifadesiydi. Mustafa Kemal posterleriyle Türk Bayrakları birliğin simgesiydi.
Gezi Direnişi’nin hemen ardından başlayan Tahrir ayaklanması, Ortadoğu tarihinde görülmemiş bir halk çoğunluğunun iktidara yürümesidir. Mursi devrilince BOP’ta çöktü. Çünkü Mısır’ın yeni yönetimi, Suriye’nin yanında yer alarak mezhep cepheleşmesine yol vermedi.
Irak yönetiminin ülkenin bölünmesine karşı gösterdiği kararlı tutum ilgi çekicidir. Hem mezhep farklılığı hem de etnik ayrımcılık sarmalından ustaca kurtuldu Maliki yönetimi. Ülkesinin birliğini tüm olumsuzluklara karşın sağlama yolunda emin adımlarla ilerlemekte.
İran ise çok farklı etnik kökenden oluşan yapısıyla tüm kışkırtmaların karşısına ulusal bir bütünlükle çıktı. Diz çökmedi, direndi, kazandı.
Gelinen aşamada Ortadoğu’da türlü nedenlerle çatıştırılan halklar birleşiyor. Aynı ulus devletin bireyi olmaktan gurur duyma süreci başladı. Irkçılık mikrobu temizleniyor bölgeden. Mezhepçilik, Ortaçağ’ın karanlık dehlizlerinde ölümü beklemekte. Emperyalizmin işbirlikçisi olmak, artık bundan sonra çok zor. Çünkü bu, büyük ayıp olarak algılanmakta. Kendi ulusuna ihanet ederek küresel güçlerin hizmetine girenlerin sokağa çıkacak yüzleri kalmayacak. Ortadoğu, bu topraklara kök salmış siyasetçilerce yönetilme dönemine girdi. Bu nedenle bölge ülkelerinde BOP kapsamınca oluşturulmuş siyasal liderler tablosu hızla değişecek. Türkiye de bundan nasibini alacak. Hem iktidarın hem de muhalefetin yandaş liderleri BOP’la tarih olmaya aday.
Ortadoğu halkaları emperyalizmle ve Ortaçağ kalıntılarıyla savaşa savaşa uluslaşmaktalar.
Ortadoğu’da I. Dünya Savaşı sonrasında sınırlar cetvelle çizilmişti. Şimdi halk kendi isteğiyle bir yaşam seçeneği ortaya koymakta. Arap dünyası yeni birleşmelere gebe.
Atatürk’ün ulus devlet modeli ve emperyalizme karşı utkusu Ortadoğu’nun itici gücü. Ulus devletlerin güçlenmesiyle çağdaşlaşma atılımlarını da bekleyelim. Bu, Kemalizm’in yol göstericiliğinde olacak bölgede. Güneş doğudan doğarken ışıklarındaki aydınlık tüm dünyaya yoll gösterecek. Çağ ulus devletler çağı, bağımsızlıkların göverdiği çağ, Ortadoğu’ya ve tüm insanlığa kutlu olsun.