Maliki’den AKP Hükümeti’ne şok suçlamalar

Maliki’den AKP Hükümeti’ne şok suçlamalar

Maliki’den AKP Hükümeti’ne şok suçlamalar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kalabalık parti ve işadamları heyetiyle giriştiği dış politika atağının Bağdat ayağı; Türkiye dış politikasının, Ortadoğu’da yarattığı algının ters yüz olduğunun en net işaretiydi. En başta “Ortadoğu bizden sorulur” algısının... 2009’dan beri Bağdat’a “en geniş katılımlı” bu ziyaret vesilesiyle, Kılıçdaroğlu üzerinden Ankara’ya dikkat çekici mesajlar verildi.

Irak Başbakanı Nuri el Maliki, dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu Irak meclisinde değişik mezheplerden vekillerinin bulunduğu bir ortamda kabul etti. Ardından İran’a gitmesi dikkat çekiciydi. Bir saat 15 dakikalık temasın flaş mesajı görüşmede bulunan Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu’nun Başkanı Hasan Suneyd’den geldi. Görüşmeyi izleyen kaynaklara göre, Suneyd, el Kaide unsurlarını ima ederek, “Türkiye topraklarında Irak’a zarar veren teröristleri eğitiyor, saklıyor. Bunlarla ilgili elimizde belgeler var” dedi. Bunun üzerine Maliki’nin “Çok daha üstünde şeyler var”dediği öğrenildi. Görüşmeyi izleyen CHP kaynakları da bu ithamın gündeme taşındığını, “Türkiye’nin Irak’a müdahalelerini ispatlayacak elimizde belgeler bilgiler var dediler” sözleriyle doğruladı.

“SURİYE UZAK DEĞİL”

Aynı ithamı Kılıçdaroğlu ile özel görüşen Başbakanlık Güvenlik Müsteşarı Faleh el Fayyad’dan Türk gazetecileri kabulünde daha ince biçimde işittik: “Türk hükümetinin politikası Suriye’de terör örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olmakta. Türkiye, Beşar’ı ne olursa olsun düşürmek için çaba gösterdi. Bu tabi akılcı değildir. Kaide’yi kullanarak Esad’ı devirmeye çalışmak bölgeyi yok etmek anlamına gelir.” Fayyad’ın, “Suriye bizim için okyanus ötesi bir ülke değildir” anımsatmasını not etmeli. Maliki’nin en az 10 defa "saygı" kelimesini kullandığı görüşme ve diğer temaslardan notları aktaralım...

Irak Başbakanı, ilişkilerde oluşan tahribatın onarılmasını istedi. Türkiye’nin Suriye’de "ateşleyici" rol oynadığı ve bu ateşin tüm bölgeyi yakabileceğini söyledi. “Biz Suriye’de halkı destekliyoruz. El Nusra, El Kaide ve cihatçılar muhatabımız değildir. Suriye’nin 2-3 ayda yıkılacağını söyleyenlere cevabımız bunun mümkün olmadığıydı. Zaman bizi haklı çıkarttı” dedi.

Maliki, “Çıkarlarımızı ancak ortak çalışarak koruyabiliriz. Vurgu ortak noktalara yapılmalı. Dini, mezhebi, etnik farklılıklara değil. Sayın Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinin Türk hükümetinde baskı oluşturmasını umarız” vurgusu yaptı.

Irak’ta terörden yargılanıp idama çarptırılan ve Türkiye’ye kaçan Sünni kökenli eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’ye atfen Maliki, “Türkiye’nin Irak’ın içişlerine müdahalesi kimsenin yararına olmayacak. Mısır ve Suriye içişlerine karışmanın getirdikleri açısından önemli örnekler” dedi. 

Güvenlik Müsteşarı Fayyad daha net konuştu: “Tarık Haşimi olayı Irak’a açıkça meydan okumadır. Türk yargısının mahkum ettiği bir Türk vatandaşını Irak kucaklasa ne dersiniz? Yahut Türkiye’de olup bitenlere dair biz demeç versek?”

Türkiye’nin 2010’a kadar yapıcı rol oynadığı ama “Arap Baharı’nın dengesini bozduğu” tespiti yapıldı. Fayyad’ın“Irak’ın kapıları Türkiye’ye ardına kadar açık ama Türk hükümeti pencereden atlamaya çalışıyor” ve“Türkiye’nin çıkarlarını korumak için savaş çıkartmasına ihtiyacı yoktur” sözleri dikkat çekiciydi.

GEZİ OLAYLARI

Gezi olayları da konuşuldu. Irak Meclisi İnsan Hakları Komisyonu’nun kadın başkanı Gezi olaylarını izlediklerini, ellerinden bir şey gelip gelmeyeceğini sordu. Kılıçdaroğlu “Biz Gezi’yi demokrasi ve özgürlük arayışı olarak gördüğümüzü tüm dünyaya anlattık. Irak parlamentosu da destek verirse bizi mutlu eder” dedi.

GÖZLER KONFERANSTA

Irak gelecek ayki Kürt Ulusal Kongresi’ni temkinli izliyor. Egemenlik haklarına zarar vermesinden kaygılı. Güvenlik Müsteşarı Fayyad’ın sözlerinden PKK’nin Irak Kürdistan’ına çekilmesini temkinli izlediklerini anladık. Fayyad, “Barış getirecek her çözümü memnuniyetle karşılarız. Ama bizim de onayımız gerek” dedi.

Türkiye’nin “Şii mezhepçiliği” ithamları umursanmıyor. Fayyad, Türkiye ile İran’ın farkını ‘üslup’la izah ediyor: “Türk yetkililere baktığımızda bağıra bağıra içişlerine karışıyorlar. İranlı bir yetkiliden bunu hiç duymadık. İran duygusal davranmıyor.”

Fayyad, ayrıca “Irak hükümetinde Şiiler, Kürtler, Sünniler var. Etnik, aşırılıkçı Sünni ve Şiilere karşı mezhepsel fitneciliği yok etmek için çalışıyoruz. Ama suçlamak kolay” dedi.

HÜKÜMET İZİN VERİR Mİ?

Maliki, CHP heyetinin ziyareti için Türk halkının barış ve dostluk mesajı saydı, espriyi ihmal etmedi “Siz bizi ziyaret ettiniz. Biz de sizi ziyaret etmek istesek Türk hükümeti izin verir mi?” dedi.

CHP heyeti ve Kılıçdaroğlu, Irak tarafının eleştirileri karşısında temkinli durdu. Daha çok dinledi. İki tarafın da AK Parti’yi hiç anmaması dikkat çekiciydi.

Kılıçdaroğlu’nun Al Nahrain Merkezi’nde "Irak-Türkiye İlişkileri" başlıklı sunumu milletvekilleri, işadamları ve gazetecilerin yoğun ilgisine mazhar oldu. En merak edilenler CHP’nin AK Parti’den farkı, "Osmanlı üstenci bakışının olup olmadığı", PKK’ye karşı tavrı idi. Kılıçdaroğlu, içişlerine karışmama ilkesinin üzerinde durdu. Kürt meselesinde barışçı çözüm için çalıştıklarını belirtti. 1937’deki Sadabad Paktı’na atıfta bulundu.

BAZI TÜRK FİRMALARI FİŞLENMİŞ DURUMDA

CHP heyetinin Irak temaslarına ekonomi de damgasını vurdu. CHP heyetinde Irak’ta iş yapan 14 işadamı da bulunurken, Maliki, Kılıçdaroğlu’na, iş dünyasına CHP üzerinden ekonomik alan açacakları mesajını verdi. İrtibat için özel kanal açılacağını söyledi. CHP kaynaklarına göre, konuyla ilgilenmek üzere Erdoğan Toprak belirlendi. Irak Başbakanı Yatırım bakanını Türk işadamlarıyla görüştürdü. Kılıçdaroğlu da Türk işadamlarının Irak’ta önemli altyapı işlerine imza attıklarını belirtip “İşadamları etkilenmemeli” mesajı verdi. Türk işadamlarının kağıt üzerinde Irak’a yönelik 40 milyar dolarlık yatırımları var. Bazı hak edişler siyasi kriz yüzünden alınamıyor. Bağdat’taki Türk büyükelçiliğinden bir yetkili durumu, “Irak’ta sıkıntısız işadamımız yoktur. Aslında Irak’ta sıkıntı çekmeyen kimse yoktur” diye özetledi. Ekonomi çevrelerine göre sorunların bir kısmı güvenlik yoksunluğu ve yolsuzluklar, kısmen de şirketlerin "ağırdan almasından" kaynaklanıyor. Ancak özellikle AKP’ye yakın Türk firmaları adeta "fişlenmiş"durumda. Bunun bir sebebi de Suriye’de oynadıkları ticari roller.