Politico'nun sorularını yanıtlayan Fethullah Gülen, pişman olmadığını söyleyerek, cemaate karşı yapılanların "anayasaya aykırı" olduğunu öne sürdü.

AMACININ "BARIŞÇIL" OLDUĞUNU İLERİ SÜRDÜ

Fethullah Gülen, Politico'nun sorularını yanıtladı. Amacının "barışçıl" olduğunu öne süren Gülen, devlete sızmaya çalıştığı iddialarının gerçek olmadığını iddia etti.

Yazıları ve konuşmalarına dayalı 70 kitap olduğunu, uzun süredir konuşmalar yaptığını söyleyen Gülen, "Türk hükümetinde görüşlerimi paylaşan insanlar olması doğal" şeklinde konuştu.

Öğretisinin "yasal sınırlar içinde ve etik davranmak" olduğunu iddia eden cemaat lideri, "eğer birileri üstlerinin yasal emirlerine karşı geliyorsa bu benim öğretime ihanettir ve onların soruşturulmasını, yaptıklarının sonuçlarını yaşamasını tamamen destekliyorum" dedi.

'DEVLET KURUMLARINDA FARKLI SİYASİ VE DİNİ YÖNELİMLER VAR'
Gülen, "devlet kurumlarında farklı siyasi ve dini yönelimler olduğunu biliyoruz" diyerek, "milliyetçiler, neo-milliyetçiler, Maocular, Kemalistler, Aleviler, solcular, Sufi tarikatların sempatizanları" şeklinde sıralama yaptı. Eskiden yalnızca Kemalistlerin kimliklerini açıklayabildiklerini iddia eden gülen, artık bunun yerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a sadakatin geçtiğini söyledi.

Türkiye'de "rejim değişikliğini savunmadığını" iddia eden Gülen, "tam aksine, 22 yıl önce 1994'te Türkiye'de ya da dünyanın başka bir yerinde demokraiden dönüş olmayacağını söyledim" dedi.

'DÜNYA LİDERLERİ TAVIR ALMAZSA İÇ DİNAMİK YETMEZ'

Erdoğan'ın "Hizmet üyeleri tarafından kurulan bütün kurumları yok etmeye ve yenilerinin açılmasını engellemeye" çalıştığını belirten Gülen, "bu Türkiye anayasasına ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara aykırı" şeklinde konuştu.

"Dünya liderleri tavır almazsa Türkiye'de cumhurbaşkanını durduracak bir iç dinamik yok" diyerek, "Erdoğan hükümeti insanları şiddete yöneltmek için her şeyi yapıyor" iddiasında bulundu.

'HİZMET ÜYELERİNİN BİR KISMI ÜLKEDEN AYRILDI'

"Hizmet üyelerinin bir kısmı ülkeden ayrıldı, yurtdışında yatırım fırsatları ya da iş arayacaklar" diyen Gülen, cemaatin "şimdiye kadar direndiğini ve barışçıl kaldığını, böyle kalacakalrına güvendiğini" söyledi.

Cemaat üyelerinin Türkiye'den ayrılamalarının "acı bir kayıp" olduğunu öne süren Gülen, "yüzlerce milyon dolarlık özel mülklere el kondu. Umuyorum ve dua ediyorum ki bu delilik uzun sürmeyecek" dedi.

'TÜRKİYE'NİN ABD VE NATO İLE İLİŞKİSİNİ BOZACAĞINDAN KORKUYORUM'

"Kendim için endişeleniyorum" diyen Gülen, ama bunun ötesinde "Erdoğan'ın Türkiye'nin ABD ve NATO ile ilişkisine zarar vermesinden" kaygı duyduğunu iddia etti.

"Hem ABD hem de NATO Türkiye'yi tek parti rejiminden kusurlu bir demokrasiye dönüştürmede önemli rol oynadı" diyen cemaat lideri, "eğer Türkiye'nin ABD ve NATO ile ilişkisi zarar görürse, bunun Türkiye demokrasisine faydalı olacağını düşünmüyorum" şeklinde konuştu.

'ERDOĞAN İLE ASLA YAKIN OLMADIM'

Pek çok kişinin Cemaat-AKP ilişkisini "ittifak" olarak nitelendirdiğini belirten Gülen, bunun doğru olmadığını savundu. Erdoğan ile "iki ya da üç kez" görüştüğünü iddia eden Gülen, "bunların hepsi seçimlerden önceydi" dedi.

AKP seçimlere girdiğinde zaten ABD'de olduğunu söyleyen Gülen, "ancak Hizmet sempatizanları onun partisini oylarıyla ve medyadaki sesleriyle destekledi" dedi.

"Bunun sebebi karmaşık değil" diyen Gülen, 2002 seçimlerine giderken "AKP'nin Türkiye'yi AB üyeliğine doğru" götürdüğünü, "demokratik reformlar" yaptığını, "insan hakları ve özgürlükleri geliştirdiğini", "Türkiye'yi dünyaya daha iyi entegre ettiğini", "kamusal yolsuzluğu" bitirdiğini ve "ayrımcılığa" son verdiğini iddia etti.

'BAŞKANLIĞA DESTEK VERMEMİZ İÇİN BASKI YAPILDI'

AKP'yi destekleme sebeplerinin 2011'de sona erdiğini öne süren Gülen, geçmişte ABD ya da Fransa'nın model alınması durumunda başkanlık sistemini desteklediğini, ancak Erdoğan'ın önerisinin daha çok "sultan rejimine" benzediğini söyledi.

Erdoğan'ın kendisine ve "Hizmet sempatizanlarına" başkanlık sistemini desteklemeleri için baskı yaptığını iddia eden Gülen, "hükümet destekli Hizmet kurumlarına alternatifleri destekleyerek baskıyı artırdığını" ve sonrasında "Hizmet kurumlarını kapatmakla tehdit ettiğini" söyledi.

"Eğer bu taleplere uysaydık ve sadakat gösterseydik, şimdi Türk hükümeti bizim yanımızda olurdu" diyen Gülen, "ancak bunu kabul etmedik ve en azından 3 yıldır onların gazabına uğruyoruz" dedi.

Gülen, bunun "ağır bir bedel" olduğunu", ancak yaptıklarıyla ilgili "hiçbir pişmanlık duymadığını" belirtti.

'ERDOĞAN BENİMLE KONUŞMAYA DEĞECEĞİNİ DÜŞÜNMEZ'

Kendisine Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama ile konuşması durumunda ne söyleyeceğinin sorulması üzerine, "Erdoğan benimle konuşmaya değeceğini düşünmez" diyen Gülen, geçmişte hükümete "ayrımcılığın sonlandırılması" ya da "Kürt vatandaşların" yaşadıklarının son bulması için ulaşmaya çalıştığını, ancak "ciddiye alınmadığını" iddia etti.

Obama'nın, zorluklara rağmen Türkiye ile ilişkisini sürdürmeye çalıştığını gözlemlediğini belirten cemaat lideri, "ABD-Türkiye ilişkisi iki ülke için de çok önemli, ancak Türkiye için daha hayati. Bu ilişkinin bozulduğunu görmek üzücü olurdu" dedi.

Gülen, "Erdoğan'ın yaptıkları ABD ve NATO'nun çekirdek değerlerine aykırı" diyerek, "Erdoğan'ın milli kahraman olma hevesinin bölgeyi istikrarsızlaştıracağından" çekindiğini öne sürdü