CHP'li Tanrıkulu: "Hükümet Barışta Samimi Değil"
Tanrıkulu yaptığı yazılı açıklamada, Kürt sorununun çözüm yollarına dair yıllardır gerek siyasî partilerin gerekse sivil toplum örgütlerinin hazırladığı sayısız rapora Akil İnsanlar Heyeti’nin Güneydoğu raporunun da eklendiğine dikkat çekerek, “Ne yazık k
CHP Genel Başkan Yardımcısı M. Sezgin Tanrıkulu, çözüm sürecinin önünde engel teşkil eden yasal sorunları gidermek için “neredeyse kılını kıpırdatmayan” hükümetin, çözümden ne anladığının meçhul olduğunu ifade ederken, “Bir taraftan çatışmasızlıktan söz edip öbür taraftan bölgede harıl harıl karakol inşaatını sürdürmek, Lice’de bu inşaatları protesto eden halkın üzerine ateş açmak ve bir yurttaşın ölümüne, on kişinin de yaralanmasına sebep olmak, barışta samimi olunmadığını ortaya koyuyor” dedi.
Tanrıkulu yaptığı yazılı açıklamada, Kürt sorununun çözüm yollarına dair yıllardır gerek siyasî partilerin gerekse sivil toplum örgütlerinin hazırladığı sayısız rapora Akil İnsanlar Heyeti’nin Güneydoğu raporunun da eklendiğine dikkat çekerek, “Ne yazık ki soruna dair çözüm önerileri hükümetin önüne geldiği anda hükümsüz kalıyor” dedi.
-“BARIŞTA SAMİMİ DEĞİLLER”-
AKP’nin söz konusu tespit ve önerileri benimseyecek ve uygulayacak bir demokratikleşme programının bulunmadığını belirten Tanrıkulu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bir taraftan çatışmasızlıktan söz edip öbür taraftan bölgede harıl harıl karakol inşaatını sürdürmek, Lice’de bu inşaatları protesto eden halkın üzerine ateş açmak ve bir yurttaşın ölümüne, on kişinin de yaralanmasına sebep olmak, barışta samimi olunmadığını ortaya koyuyor.
Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Raporu’nda altı çizilerek vurgulanmasına rağmen Sayın Başbakan’ın karakol inşaatlarının süreceğine dair beyanatı da bu samimiyetsizliği gün yüzüne çıkarıyor. Kuşkusuz otuz yıllık çatışmalı sürecin çözümü hassasiyet gerektiriyor. Bu süreçte çeşitli provokasyonlar yaşanabileceğini hepimiz biliyoruz. Ancak sürecin bizzat yürütücüsü olan Sayın Başbakan’ın provokasyonlara açıkça çanak tutan beyanatları, zaten kırılgan olan süreci daha da hassas hale getiriyor.
Çözüm ve barış büyük bir sorumluluk üstlenmekle sağlanır. Ne yazık ki Sayın Başbakan’ın dili de uygulamaları da böyle bir sorumluluktan kaçındığını gösteriyor. Öte yandan, çözümün önünde engel teşkil eden yasal sorunları gidermek için neredeyse kılını kıpırdatmayan hükümetin, çözümden ne anladığı da meçhuldür. Güneydoğu Raporu’ndaki pek çok başlığı gerek kanun teklifleri gerekse araştırma önergeleri yoluyla TBMM gündemine taşıdığımız halde, bu tekliflerimizin bizzat AKP tarafından reddedildiğinin kamuoyunca bilinmesini isterim. Güneydoğu Raporu’nda da vurgulanan seçim barajının düşürülmesi önerisini yakın tarihte kanun teklifi olarak TBMM’ye getirdik.
Seçim barajının yüzde 3’e indirilmesi yönündeki teklifimizin gündeme alınması bizzat AKP oylarıyla reddedildi. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Yasası’nın demokratik bir yapıya büründürülmesine dair kanun teklifimiz de benzer bir akıbete uğradı. Keza, Diyarbakır Cezaevi’nin insan hakları müzesine dönüştürülmesi, Uludere/Roboski katliamıyla ilgili yeni bir komisyon oluşturulması, Cem Evlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi tekliflerimiz de yakın tarihte reddedildi.”
-“UNUTULMAMALI Kİ ÇATIŞMASIZLIĞIN SAĞLANMASI, SORUNUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA ÖNEMLİ BİR EŞİK”-
Gelinen aşamada Kürt sorununun tespitine dair yeni raporlamalar veya araştırmalara girişilmesine gerek kalmadığını, esas ihtiyacın, hükümetin, yapılmış olan tespitleri dikkate alarak bir demokratikleşme programı hazırlayıp derhal uygulamaya sokması olduğunun altını çizen Tanrıkulu, “Hâlihazırda, Kürt sorununun çözümünde önemli aşamaları kat etmeye yarayacak çok sayıda yasa teklifi ve araştırma önergemiz Meclis Başkanlığı’nda, gündeme alınmayı bekliyor” dedi.
Tanrıkulu, yasama faaliyeti içinde, sorunun önündeki temel engelleri kaldırmak için önemli kilometre taşı sayılabilecek düzenlemelerin hayata geçmesinin, AK Parti’nin bu düzenleme tekliflerini sindirmesine bağlı olduğunu vurgulayarak, “Aksi takdirde bundan sonra yapılabilecek her tür tespit çalışması tozlu raflarda çürümeye terkedilmiş olacak ve sorun giderek daha da derinleşecektir. Unutulmamalı ki çatışmasızlığın sağlanması, sorunun çözümü konusunda önemli bir eşiktir ve bu fırsatın heba edilmemesi hayati önemdedir. Bunun için de zaman kaybettirilmeden yasal düzenlemelere gidilmesi, TBMM’nin sorunun her başlığı için aktif bir çalışma başlatması gerekir” ifadelerini kullandı.